15 Mayıs 2021 Cumartesi

II.DÜNYA SAVAŞI ASKERİ HAREKATLARI --BATI FLORAT--

 

Bu yazımızda sizlere 2.dünya Savaşı’nın kaderini etkileyen askeri harekatları tetkik edeceğiz. Bu harekatların sebepleri ve sonuçları tarafsız bir şekilde sizlere anlatacağız. Bu yazıda Barbarossa, Harekatı, Normandiya Çıkarması ve PearlHarbor Saldırısından bahsedeceğiz. Tarih ile ilgili bir genç olarak dünya tarihini değiştiren bu harekatlar, umarım sizin ilginizi çekmesini umuyorum.

BARBAROSSA HAREKATI

Barbarossa Harekatı insanlık tarihinin en büyük taarruzlarından biridir. Almanyanın(3.Reich) Sovyetler Birliğini işgali için bir kod adı idi. Harekat ismini  Kutsal Roma Cermen İmparatoru almaktadır.22 Haziran 1941’de Barbarossa taarruzunun başlangıcı ile 2.Dünya Savaşı’nın kaderi sonsuza kadar değişecektir. Bu taarruzu anlatmadan önce bu taarruzun ana sebeplerini tetkik edeceğiz. 3.Reich’ın (Almanya) kaybettiği toprakları geri almak için 1 Eylül 1939’da başlattığı Polonya taarruzu, Sovyetler Birliği ve Almanya’nın diplomatik ilişkilerinin gelişmesine zemin hazırlamıştır. Polonya Taarruzu esnasında iki devlet Molotov-Ribbentrop Paktını (Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı) imzalamıştır. Bu pakt ile Polonya Almanya ve Sovyetler Birliği arasında paylaştırılmış, ayrıca Alman ve Sovyet hükümetleri birbirlerine sardırmayacaklarına dair güvence vermiştir.

 Doğu sınırlarını güvence altına alan Almanya 1939-1941 yılları arası Batı Cephesi’nde büyük askeri başarılar kazanmıştır. Fransa, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Danimarka ve Norveç kısa süre içerisinde Alman işgaline maruz kalmıştır. Almanya, Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler içinde bulunsa da ideolojik manada tam bir düşmanlık söz konusuydu. Nazilerin ideolojisi olan Nazizm, Sovyet ideolojisi olan Marksizm’e karşı büyük bir nefret içerisindeydi. Almanya’da bütün Marksist partiler ve sendikalar kapatılmıştı. O yüzden Nazizm ile Marksistlerin arasında sadece çıkar adına bir birliktelik söz konusu olabilirdi. Batı Cephesinde Müttefiklere karşı üst üste zaferler kazanan Almanya, adeta zafer sarhoşu olmuştur. Sovyetler Birliği ise Kış Savaşı’nda aldığı küçük düşürücü yenilgiler ile kendini dünya kamuoyuna rezil etmiştir. Almanların lideri Adolf Hitler, güçlü dinamik ordusu ile doğudaki tehdidi de bertaraf etmek istemiştir. Sovyetler Birliğinin Kış Savaşı’nda aldığı küçük düşücü yenilgiler Adolf Hitleri daha da cesaretlendirmişti. Harekatı bahar ayında yapmayı planlayan Adolf Hitler, İtalya’nın Yunanistan taarruzu yüzünden harekatı Hazirana ertelemek zorunda kalmıştır. Almanya müttefiki İtalya’ya yardım edip tüm Balkanları kendi kontrolü altına aldıktan sonra Sovyet taarruzunun önünde hiçbir engel kalmamıştır. 22 Haziran günü saat 03.15’te Alman topçusu Sovyet 

bölgelerine saldırılara başlamıştır. Yaklaşık 3,2 Milyon Alman askeri ve 500 bin Almanya’nın müttefiklerinden asker taarruza katıldı. Barbarossa Taarruzunda Alman Ordusu üç ordu grubuna bölünmüştür. Kuzey Ordular Grubunun görevi, kuzeyde bulunan Leningrad’ı ve Baltık ülkelerini ele geçirmektir. Merkez Ordular Grubu, ana ordu grubudur ve bu grubun görevi Polonya’daki Sovyet topraklarını, Belarus’u ve nihayetinde Sovyet merkezi olan Moskova’yı ele geçirmektir. Güney Ordular Gurubunun görevi ise Ukrayna’yı ve Kırım’ı ele geçirmektir. Alman Ordusunun Planları taarruz başlangıcında işlemektedir. Mekanize Alman birlikleri Luttwaffe’nin (Alman Hava Kuvvetleri) desteği ile kalabalık ama donanımsız Rus kuvvetlerine karşı büyük zaferler kazanmışlardır.

 Sonraki süreçte Almanlar, Moskova’ya giriş kapısı sayılan Smolensk’e 3 Temmuz’da taarruz etmişlerdir. Ve kısa süre içerisinde Smolensk’i ele geçirmiştir. Kuzey Ordular Gurubu Stalingrad’a kadar ilerlemiş ve şehri abluka altına almıştır. Güney Ordular Grubu ise Ukrayna ve Kırımı kesin taarruzlar ile işgal etmiştir. Alman Ordusu mühim başarılar kazansa bile Rusya planlanan zaman içerisinde işgal edilememiştir. Almanlar kış gelmeden Moskova önlerinde olmayı planlıyordu. Lakin Sovyet ordusunun mukavemet göstermesi ile harekat planlanan günde gerçekleşmemiştir. 2 Ekim 1941’de Tayfun Harekatının başlatan Alman Ordusu, mevsimsel zorluklar ile karşı karşıya kalmıştır. Ekim ayındaki yağmurlar, yollar çamurlanmasına sebebiyet vermiştir. Bu havadis lojistik desteğin aksamasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca Alman Ordusundaki ağır silahların hareket kabiliyeti de azalmıştır. Sovyet Ordusu ise iklimsel koşullara kolay adapte olmuştur. Ordu birliklerine bölge şartlarına uygun üniformalar tahsis edilmiştir. Lojistik desteğin kesilmesi ve ağır silahlarının çamura batması ile Alman Ordusu, Moskova’nın 25 Km yakınına gelmesine rağmen geri çekilmiştir. Bu geri çekilme ile Barbarossa Harekatı sona ermiştir. Alman Ordusu sonraki süreçte Kafkaslardaki petrol yataklarını ele geçirmek için Mavi Durum Harekatı’nı başlatacaktır. Barbarossa Harekatı’nda Alman Ordusu toplam 250 bin ölü, 500 bin yaralı vermiştir. Sovyet Ordusu ise 800 bin ölü, 3 milyon esir vermiştir.
















PEARLHARBOR

Japon İmparatorluğu, 2.Dünya Savaşı öncesinde Çin’e askeri harekatlar düzenlemiştir. Başta Mançurya olmak üzere Japonya, Çin topraklarına karşı emperyalist bir tutum izlemiştir. Güçlü donanması ile özellikle çevrede kolonileri ve askeri üstleri bulunan İngiltere, Fransa, Hollanda ve Amerika’yı tedirgin etmiştir. 1936 Yılında Japon Ordusu, Kızıl Ordu ile Çin ve Moğolistan’da sınır anlaşmazlıkları yaşayınca Almanya ve İtalya ile Anti-Kominter Paktını imzalamıştır. Ve bu paktı ile Mihver devletlerine yakınlaşmış ve bölgedeki kolonyalist devletlere meydan okumuştur. Ve neticede 1940 yılında Japon İmparatorluğu Mihver Devletlerine katılmıştır. Japon İmparatorluğu’nun Mihver Devletlerinekatılmasıyla Amerika, Japon devletine akaryakıt ambargosu koymuştur. Ayrıca Japon gemilerinin Panama Kanalına geçmesini engellemiştir. Akaryakıt ihracatının %80’nini Amerika ile yapan Japon İmparatorluğu çok büyük bir çıkmaza girmiştir. Akaryakıt ambargosu ile Japon ekonomisi ve ordusu çok büyük zararlara uğramıştır. Sonraki süreçte Amerikan hükümeti, Japon Hükümeti ile iyi diplomatik ilişkilerde bulunmak yerine Hull Notası adında bir ültimatomu Japon Hükümetine teslim etmiştir. Ültimatom, Japonya’nın Çin üzerindeki Emperyalist gayelerini bir kenara atamasını ve işgal ettiği bölgelerden çekilmesini beyan etmiştir. Lakin Japon hükümeti kendi iktisadiyatı için oldukça mühim olan Çin’den çıkmak istemiyordu ve ültimatoma uymadılar. Japon Hükümeti, kendisini hem siyasi hem de iktisadi manada zora soka Amerika Hükümetine karşı büyük bir saldırı planlıyordu. O dönem Pasifikte Amerika üstleri mevcuttu ve bölgedeki Japon unsurlar için tehdit oluşturuyordu. Lakin dünya kamuoyu, Japonların böyle bir taarruza kalkışamayacağını düşünüyordu. 7 Aralık 1941 tarihinde, Japon Ordusu PearHarbor’daki Amerikan donanmasını yok etmek için PearHarbor’a saldırı düzenledi. 
Saldırıyı Koramiral Chuichi Nagumo komuta etti. Koramiral Nagumo, saldırıyı iki dalga olarak planladı. Birinci ve ikinci dalgalarda toplam 350 uçak Japon ordusu tarafından kullanıldı. Ekstra olarak 91 uçak ise Japon Uçak gemilerin korunması için kullanılmıştır. Ayrıca limandan kaçmaya çalışan gemilerin imha edilmesi için hava kuvvetleri denizaltılar tarafından desteklenmekteydi. Japon saldırıları neticesinde Limandaki mühim gemilerden olanUSS Arizona’nın batırılması ile 1,102 Amerika ölmüştür. Saldırıya hazırlıksız yakalanan sadece USS Arizona değildir. USS Nevada, USS California, USS West Virginia, USS Oklahoma, USS Tennessee, USS Pennsylvania ve USS Maryland, Japon torpido atışları ile bu savaş gemilerinin batmasına veya ağır hasar almasına sebebiyet vermiştir.

   


Bu baskın ile Amerika 2,300’ü asker olmak üzere toplam 3,400 ölü ve ayrıca 140 savaş uçağını kaybetti. Japonya ise sadece 5 denizaltı ve 29 Uçak kaybetmiştir. Japonların bu ani taarruzu savaşın gidişatını değiştirmiştir. Başkan Franklin Roosevelt önderliğinde Amerikan Ordusu, bu baskından sonra 1941-1945 yılları arası Japon İmparatorluğu ile amansız bir mücadeleye tutuşmuştur. Ve neticede Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları ile Amerikan-Japon mücadelesi sona ermiştir. Sonuç olarak bu baskın Amerika devletinin müttefik kanadında savaşa girmesine sebebiyet vermiştir. Müttefik kuvvetlerini askeri açıdan destekleyen Amerika, özellikle Mihver kanadının yenilmesindeki en büyük olgulardan biridir. Mihver kanadında olan Japon İmparatorluğu, PearHarbor Amerikan Deniz Üssüne saldırarak aslında Mihver kanadını zor durumda bırakmıştır. O dönemki hükümetin bu hakikatten haberi yoktu lakin savaşın ilerleyen döneminde bu hakikat bariz bir şekilde anlaşılacaktır.










NORMANDİYA ÇIKARMASI





Stalingrad yenilgisinden sonra Doğu Cephesinde işler Alman Hükümeti için pek iyi gitmeyecekti. Kızıl Ordu’nun toparlanması zorlu iklim koşulları ile birleşince, Almanya için bu büyük savaş tam bir felakete doğru gitmeye başlamıştır.  1943 Müttefik kuvvetleri Kuzey Afrika Cephesi’nde bariz bir üstünlük kurmuşlardır. Müttefik kuvvetleri, Alman ve İtalyan kuvvetlerini Kuzey Afrika’dan çıkarmayı başarmış ve Kuzey Afrika’yı bir üst olarak kullanmışlardır. Yine 1943 yılında Müttefik kuvvetleri Sicilya’ya çıkarma yapmış ve adayı zapt etmişlerdir.





Sicilya’nın düşmesi ile Müttefik kuvvetleri Güney İtalya Sahillerine çıkarma yapmıştır. 2 Cephe arasında kalan Almanlar hem Doğu Cephesinde Mücadele edip hem de İtalya’yı Müttefiklere karşı müdafaa etmeye çalışıyordu. Alman ordusu üst üste yenilgiler almaya başlamış ve yıpranmıştı. Müttefik Orduları Alman endüstri bölgelerine saldırılar düzenliyor ve Alman Ordusunun yeniden toparlanmasını önlemeye çalışıyordu. Müttefiklerin donanma ve hava kuvvetleri Alman Ordusundan sayıca üstündü. Müttefikler Fransa üzerine kesin bir taarruz ile Almanları Batı Avrupa’dan çıkarmak istiyordu. Hitler Fransa Müdafaasının başına ünlü Mareşal ErwinRommel’i getirdi. Fransa sahilleri binlerde mayın, uçaksavar ve tanksavarlarla donatılmıştı. Lakin Alman komutanları Müttefiklerin üstün deniz ve hava gücünden endişe ediyorlardı. Çoğu Alman Komutan Fransa sahillerini düşmana bırakıp Fransa’nın iç kesimlerini müdafaa etmenin doğru olduğunu savunmuşlardır. 6 Haziran 1944 günü donanma ve hava kuvvetlerinin desteğini alan Müttefik orduları Normandiya bölgesine taarruz                                      etmişlerdir. Taarruza toplam 1,3 milyon Müttefik askeri katılmıştır. 



İki cephede mücadele eden Almaya ise bu müdafaaya 380 bin asker ile katılmıştır. Müttefik kuvvetleri hem sayı hem de silah bakımından düşmanından üstün olsa bile bu taarruzda çok mühim kayıplar vermişlerdir. Verilen kayıplara rağmen çıkarma başarılı olmuş, Almanlar Fransa içlerine çekilmeye başlamıştır. Sonraki süreçte Müttefik Kuvvetleri Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’u Alman işgalinden kurtarmıştır. Ve Alman topraklarına taarruza başlamıştır. Sovyetler Birliği ise Doğu Cephesinde kazandığı üst üste zaferler ile Almanya’yı kendi topraklarından atmıştır.  Sovyetler Birliği Berlin Muharebesin ile Mareşal Zhukov komutasıyla Berlin’e girmesi ile 2.Dünya Savaşı Avrupa’da sona ermiş. Bu savaş sonucunda yükselen iki güç Amerika-Sovyetler Birliği birbirleri ile siyasi ve iktisadi manada rekabete girmeye başlamış bu havadis ile Soğuk Savaş Başlamıştır. Yukarıda değindiğimiz hakikatler Normandiya Çıkarması neticesinde gerçekleşmiştir. Normandiya Çıkarmasıyla Nazi Almanya'sı bertaraf edilmiş ve dünya düzeni yeniden değişmiştir. Adolf Hitle büyük savaşın başlangıcında kendi halkına 1000 yıllık Reich ümidini bitmişti. Lakin bu büyük harbin neticesinde ikiye bölünmüş yani doğu ve batı bloklarına maşa olan bir Almanya görüyoruz. 1991’de Berlin duvarının yıkılması ile Almanya yeniden birleşebilmiştir.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YAYIN VE BLOG İÇERİĞİ

  ZAMANSIZ TARİH DERGİSİ YIL/ SAYI : 2020-2021/ 1 GENEL YAYIN YÖNETMENİ: H.VEYSEL KIRLANGIÇ-  TARİH ÖĞRETMENİ YAYIN YÖNETMENLERİ AZRA NAZ ...