Tojo ile birlikte Japonya'da savaş karşıtı olmak adeta yasaklanmıştır. Alınan her karar ülkeyi daha da artan saldırgan politikalar sarmalına sokar. İmparatorluk Donanmasının Komutanı Yamamoto, alternatif düşüncesini de açıklar. Amerikan donanması en az bir yıllık bir süre için etkisiz bir hale gelmelidir. Hedef Pearl Harbour'dur.Temmuz ayının son haftasından itibaren Pasifik Okyanusu’ndan birsavaş her an başlayabilirdi….
6 Aralık 1941 günü Sovyetlerin Almanya’ya karşı başlattıkları karşı saldırıdan 1 gün sonra Japonya Hawaii’deki PearlHarbor’ı bombaladı. Bu olay ABD’nin Büyük Britanya ve Sovyetler Birliği ile ittifak olarak savaşa dahil olmasıyla tam anlamıyla bir dünya savaşına dönüşmüştür.
7 Aralık günü erken saatlerde, Japon donanması uçak gemilerinden kalkan uçaklarla PearlHarbor Deniz Üssü’ne operasyon düzenlendi. Bu operasyonun amacı Pasifik Okyanusu’ndan gelecek muhtemel bir Amerikan askeri müdahalesini önlemekti. Kesin bir Japon Zaferi ile sonuçlanan bu saldırı sonucunda; 12 Amerikan savaş gemisi ciddi bir ölçüde hasar görmüş ya da batmış, 188 savaş uçağı imha edilmiş ve 2.403 Amerikan askeri ile 68sivilin ölümüne neden olmuştur.
Pearl Harbour saldırısının hemen ardından, askeri stratejiler planlandığı gibi uygulanır. Japon Deniz Kuvvetlerinin Pasifikteki üstünlüğü tahmin edilenin aksine, en fazla 6 ay sürer. Amerikan donanması çabuk toparlanmıştır. Ani bir saldırıyla, Singapur, Bataan ve Corregidor'ı eline geçirilir. Amerikalı kripto uzmanları Japon şifrelerini çözünce, Japon Deniz Kuvvetleri çözülmeye başlar. Yamamoto'nun donanması Midway'de Amerikan donanması karşısında müthiş bir yenilgi alır. Japonlar, moraller bozulmasın düşüncesiyle bu yenilgiyi ülkede herkesten gizlerler.
Artık geriye dönüş başlamıştır. Japon donanmasındaki bazı amiraller barış koşullarının konuşulmasını bile isterler. Amerika bölgede birçok adaya asker çıkararak üstünlüğü ele geçirmeye başlar. Savaşın kritik noktada geri dönmesi İmparatora danışmanlık yapan Kıdemli Devlet Adamları Komitesi -Jushin'i harekete geçirir. Siyasi gücü olmamasına rağmen, eski Başbakanlardan oluşan ve Japon kamuoyunu etkileme gücü olan Jushin, Tojo'ya istifa telkin eder. Tojo gelen baskı üzerine Başbakanlıktan ayrılır ve evine döner. Geride kalanlar kötü gidişin hızlanması karşısında şaşkındır.
TEK ÇÖZÜM İNTİHAR KOMANDOLARI; ONİSHİ'NİN YENİ SAVAŞ TAKTİĞİ
Amiral Takijiro Onishi, Pearl Harbour saldırısının hemen ardından Manila yakınlarındaki Clark Field'e saldırılarak Amerikan hava gücünün zayıflatılmasını emreden komutandır. Genç denizciler için adeta bir idoldür. Amerika'nın Pasifikteki yenilenen gücünün dengeyi bozması üzerine Onishi derhal Tokyo'dan Manila'ya gönderilir. Elinde yüze yakın savaş uçağı vardır. Hemen bir plan geliştirir. Leyte Körfezindeki Amerikan gemileri gecikmeksizin yok edilmelidir. Uçaklara 250 kiloluk bombalar yüklendikten sonra, pilotlar doğrudan gemilere çarpacak, intihar saldırıları düzenlenecektir. Filipinler-Luzon'da dört özel saldırı ekibi kurulur. 25 Ekim 1944 tarihinde dokuz uçak Mabalacat'tan havalanır. Pilotlar taptıkları İmparatorları ve Amiralleri için severek ölüme giderler. Boyunlarına beyaz eşarp takan pilotlar, alınlarına Samurai'lerin yüzyıllar önce saç ve terleri gözlerine gelmemesi için kullandıkları Hachimaki'leri bağlarlar. Beş intihar uçağı kamikaze olarak, St.Lo başta olmak üzere dört Amerikan gemisine doğrudan çakılarak okyanusun dibine gönderir. Beş uçak, dört gemiyi yok etmeye yetmiştir. Onishi diğer intihar filolarını organize etmeye çoktan başlamıştır.
1 Nisan 1945 tarihinde Amerikan İç Savaşı kahramanlarından, eski bir Konfederasyon Generalinin oğlu olan Simon Bolivar Buckner 10. Ordu komutanı olarak Iwo Jima'da Japonlarla müthiş bir savaşa başlar. Japonlar düşmanı sahilde karşılama yerine, mağara ve kovuklarda gizlenerek kendilerine gelmelerini bekler ve denizcilere tepelerden ateş yağdırırlar. Kamikazeler de lojistik destek sağlayan gemilere çarparak, Amerikan saldırısını engellemeye çalışırlar. Büyük saldırıda yirmi dört gemisi tahrip edilmiş olsa bile, Amerikan ordusu Japonların beklediği zararı görmeden mücadeleye devam eder.
Pasifikteki son kara savaşı olan Okinawa savaşı sona erdiğinde 12.000 Amerikalı ve yaklaşık 100.000 Japon askeri hayatını kaybeder. Sonunda Amerikan bayrağı Japonya'nın 350 mil ötesinde dalgalanmaya başlar.
ATOM BOMBASI PROJESİ
Atom bombası projesinin geliştirilmesi yaklaşık 6 yıl kadar sürer. Daha savaşın isminin konuşulmadığı günlerde, 1938 yılı içinde Almanya'daki Kaiser Wilhelm Enstitüsünde, iki Alman bilim adamı Otto Hahn ile Fritz Strassmann, 1934 yılında İtalyan bilim adamı Enrico Fermi'nin gerçekleştirdiği deneyi tekrarlama başarısı gösterirler.
Alman bilim adamları bu başarılarını daha önceki çalışmalarına iştirak eden Lise Meitner'le paylaşırlar. Yahudi olan Lise Meitner aynı tarihlerde Almanya dışına kaçmıştır. Lise, bu bilgiyi Danimarkalı bilim adamı Niels Bohr ile paylaşır. Projelerini Amerika'da, Princeton'da sürdüren Bohr, bir an önce çalışmalara başlama niyetindedir. Physical Review Dergisinde bu amaçla bir de makale yayınlar.
BAŞKANA SÜRPRİZ ZİYARET
11 Ekim 1939 tarihinde Başkan Roosevelt eski arkadaşı ve Lehman Şirketinin Direktörü Alexander Sachs'ı Beyaz Saray'da ağırlamaktadır. Sachs, Beyaz Saray'a çok önemli bir mesajla gelmiştir. Mesajın altında Albert Einstein'in imzası vardır. Konu Atom Bombasıdır.
Başlangıçta diğer yoğun gündem maddeleri ile kafası oldukça karışık durumda olan Başkan konuya hiç ilgi duymaz. Ama arkadaşı Sachs kendisini ikinci kez ziyaret edince işler değişir. Bu ziyaretinde Başkan'a buharlı gemilerin mucidi Robert Fulton'un Napolyon'la görüşmesinden bahseden Sachs, yaptığı muhteşem buluşu kendisine anlatan Fulton'u kaçık zannederek, reddeden Napolyon'un çok büyük bir fırsatı kaçırdığını vurgular. Hemen sonra da ilave eder. "Hayal edin Sayın Başkanım, Napolyon Fulton'un fikrini kabul etseydi Avrupa bugün nasıl bir durumda olurdu? …Avrupa siyasi olarak bugüne göre çok farklı olurdu elbette. İnanın içinde bulunduğumuz durum o günlere çok benziyor… Naziler Atom bombasını ele geçirirlerse neler olur, düşünebiliyor musunuz?" diyerek endişesini aktarır.
Atom bombası korkusu Başkanı ve yakın çevresini çoktan sarmaya başlamıştır.
Durumun ciddiyetini kavrayan Başkan Roosevelt hemen bir komite kurarak çalışmaları başlatır. Çalışmalar birbirinden uzak üç değişik noktada sürdürülür.
Los Alamos-New Mexico
Oak Ridge-Tennessee
Hanford-Washington.
2 Aralık 1942 tarihinde Enrico Fermi, Chicago Üniversitesindeki bir spor salonunda ilk zincirleme reaksiyonlu atom deneyini gerçekleştirir. Akşam saatlerinde yapılan bir telefon görüşmesi ile bu durum şifreli olarak yetkililere duyurulur. "Jim, belki ilgini çeker, öğrenmek istersin. İtalyan kaşif yeni dünyaya sonunda ulaştı."
Sonuç olarak iki değişik bomba üretilir. İnce yapılı olan Uranyum bombaya Roosevelt'e atfen Zayıf Adam, diğerine, kısa ve tombul olan Plutonyum bombaya da Churchill'e atfen Şişman Adam ismini takarlar. Zayıf adam ismi daha sonra Küçük Çocuk olarak değiştirilir. Küçük Çocuğun Japonya'ya atılıncaya kadar teste tabi tutulmamasına karar verilir. Şişman Adam denenecektir. 16 Temmuz 1945 tarihinde New Mexico çöllerinde deneme gerçekleştirilir.
Plütonyum bombası ABD'de deneme amaçlı olarak patlatıldığında, bu bilgi Potsdam'da bulunan Savaş Bakanı Henry Stimson'a sekreteri tarafından şifreli bir notla iletilir. "Doktor bizlere küçük çocuğun en az büyük ağabeyi kadar güçlü ve kuvvetli olduğu bilgisini çok büyük bir keyifle bildirdi. Gözlerindeki ışığı buradan bile görebiliyorum, çığlığı bizim çiftlikten bile duyuluyor."
8 Ağustos günü The Great
Artiste isimli uçağıyla Chuck Sweeney bir maket atom bombasını Pasifik
Okyanusuna atarak deneme gerçekleştirir. Amerikan Pasifik Donanması ikinci
bombanın hemen atılmasından yanadır. Bu şekilde Japonya'nın ardı arkası
kesilmeyen bir bombalamaya maruz kalacağı görüntüsü verilmelidir. Deneme atışı
yapan uçağa üsse döner dönmez hazır ol talimatı verilir. Ertesi günü Plütonyum
bombası Kokura'ya atılacaktır. Alternatif şehir Nagazaki'dir. Bu defa uçuş
rotası ve dönüş yolu oldukça zor görünmektedir. Ancak hava koşulları nedeniyle
Kokuro'yu göremeyen ekip bombayı Nagazaki'ye bırakacaktır. Dünya, ikinci büyük
Atom bombası haberi ile çalkalanır. Japonya ikinci büyük darbeyi yemiştir.
JAPONYA'NIN ZOR KARARI…
Sonunda karar günü gelir. İki bombanın tarifsiz etkisi Japonya'yı bir yola doğru sokacaktır. Onbir adam üstü kumaş kaplı bir masanın etrafında, havalandırmasız bir sığınakta İmparator Hirohito'yu beklemektedir. Dördü asistan ve yaver konumundadır. Bir kişi konuk olarak davet edilmiş, diğer altısı ise Japon Hükümetinin Yüksek Savaş Komiserliği olarak adlandırılan İç Kabinesini temsil etmektedirler. Ülkede Diet (Parlamento), Jushin (Eski Başbakanların Temsil Ettiği Danışma Konseyi) ve Hükümet olmasına rağmen, alınan kararları o ana kadar Japon ordusu dikte ettirmektedir. Artık yöntemin değişme zamanı gelmiştir. Kabinenin başında bulunan ve 1905 Rus-Japon savaşının büyük kahramanı Kantaro Suzuki, alınması muhtemel kararı bilmesine rağmen yine de heyecan içinde İmparatorun gelmesini beklemektedir. 9 yıl önce askerlerin başarısız suikast girişiminden kurtulan Suzuki, teslim kararının alınması halinde, Japon ordusunun bu karara karşı benzer acımasız tepkiyi göstereceğinden neredeyse emindir. Toplantıya katılanlar arasında bulunan ve müttefik kuvvetlerin ilerde Pearl Harbour saldırısından sorumlu tutarak yargıladıkları Dışişleri Bakanı Shigenori Togo'da Japonya'nın teslim olmasından yanadır. Üçüncü önemli kimlik Denizcilik Bakanı Mitsumasa Yonai ise barışçıl kişiliği ile çok eleştiri alan, kamuoyunda da Amerika ile savaşa en çok karşı çıkan isim olarak bilinmektedir. Toplantıda General Anami, General Umezu ve nihayet Amiral Soemu Toyoda da kabineyi temsilen bulunmaktadır. Toplantının konuğu konumundaki Baron Kiichiro Hiranuma hiçbir yasal yetkiye sahip olmamasına rağmen İmparatora danışmanlık yapan konseyin temsilcisi olarak davet edilmiştir. Baron, kişilik olarak karar mekanizmasının hızlanmasını sağlayan konuşmalarıyla tanınmaktadır. İmparatorun amacının ülkenin teslim koşullarının bir an önce görüşülerek, sonuçlandırılması olduğunu bilen Baron'a bu defa gerçekten büyük iş düşmektedir.
Japonya'nın teslim olma kararı aldığı toplantı
İmparator Hirohito odaya geldikten sonra konuşma yapmak için bir süre bekler. 1901 doğumlu ve politikaya neredeyse hiç eğilimi olmayan imparatorun temel ilgi alanı deniz-okyanus biyolojisidir. 5 yıl boyunca nişanlı kaldığı ve bu süre içinde 9 kez görebildiği Nagako ile 26 Ocak 1924 tarihinde evlenmiştir. Yaklaşık iki yıl sonra imparator olan Hirohito, tahta çıkınca, hükümdarlık dönemi için kendisine Barış anlamına gelen bir isim seçer. Showa.
Toplantı Başbakan Suzuki'nin konuşması ile başlar. Potsdam Konferansında Müttefik kuvvetlerin tasarlayıp, Japonya'ya dikte ettirdikleri metin üzerinde hararetli bir tartışma yapılır. Askerler, 2000 yıldır hiçbir düşmana boyun eğmeyen ülkelerinin koşulsuz teslim durumunu ulusal onur açısından şiddetle reddederler.
Sonunda Hirohito konuşmasına başlar. Hirohito ülkesi için ölen yüzbinlerce insanın üzüntüsünü içinde taşıdığını ve ülkesi için hala çarpışan askerlerin kahramanlıklarının unutulamayacağını ifade ederek, duygusal mesajlarını katılımcılara etkili bir konuşmayla hissettirir. Konuşmasını bitirirken; "Büyük dedem, Meiji Hanedanını kuran İmparator Meiji'nin şu anda başka bir alternatif olmadan, ülkemizi yabancılara koşulsuz teslimini kabul etmemize ne kadar üzüleceğini hissederek, gözyaşlarımı içime akıtıyorum ve Dışişleri Bakanımın sunduğu metni onaylıyorum" der.
Binlerce kişinin ölümüne sebep olan ve binaların yaklaşık %36’sı tamamen yok edildiği Japonya, İmparator Hirohitonun, 15 Ağustos’ta ülkesinin teslim olduğunu ilan ederek 2 Eylül 1945 gününde imzalanan Japonya’nın Teslimiyet Belgesi ile 2. Dünya Savaşı sona ermiştir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder